Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, vefatının 85. yıl dönümünde tüm yurtta olduğu gibi Osmaniye'de de törenlerle anıldı. Atatürk Anıtı önünde düzenlenen törene; Vali Dr. Erdinç Yılmaz,  12'nci Komando Tugay Komutanı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Ahmet Burak Yürüten, Belediye Başkanı Kadir Kara, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Murat Karabulut, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgay Uzun, Baro Başkanı Mehmet Karakoç, Vali Yardımcıları Hakan Yavuz Erdoğan, Aziz Onur Aydın ve Yunus Emre Şahin, İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Halit Gülten, İl Emniyet Müdürü Mehmet Sarıbuva, İl Milli Eğitim Müdürü Aydın Albak, kamu kurum ve kuruluşları il müdürleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, siyasi parti temsilcileri, öğretmen ve öğrenciler ile vatandaşlar katıldı.

Tören, Atatürk Anıtına Valilik Makamı, Garnizon Komutanlığı ve Belediye Başkanlığı çelenklerinin sunulmasıyla başladı. Daha sonra Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefat saati olan 09.05'te Bayrağımız yarıya indirilerek 2 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve ardından İstiklal Marşımız okundu.

        Törenin devamında Vali Dr. Erdinç Yılmaz, şeref defterini imzalayarak, şöyle yazdı, "Cumhuriyetimizin kurucusu, kararlı bakışlarıyla ışıldayan gözleri, çelik gibi iradesiyle en zor zamanlarda bile ortaya koyduğu cesareti ve her daim bir adım ileriyi öngörebilen zekasıyla, düşmanın yüreğine korku salan, ülkemizin ufuklarında bağımsızlık güneşini bir meşale gibi yakan, kalbimizin en güzel yerinde yatan büyük ve eşsiz kahraman Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, gönülden bağlı olduğu vatan topraklarının sinesine kavuşmasının 85'inci yılında bir kez daha saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Bizim kahramanımız, öyle bir kahramandır ki; ülkesinin dört köşesi işgal altındayken, düşman her yerde kol gezerken dahi umudunu yitirmemiş milletine inanmış ve tüm dünyaya vatan uğruna nasıl tek yürek olunacağını göstermiştir. Bizim kahramanımız, öyle bir kahramandır ki; yoksulluk ve sefalet içinde yıllarca mücadele eden bir milletin küllerinden yeniden doğmasına ve istiklaline kavuşmasına öncülük etmiştir.

Çünkü;

Çanakkale'de 15 yaşında şehit olanım o.

Malazgirt'in kapısını açan Alparslan'a sahip çıkanım o,

Fatih'in mirasını ellere vermeyenim o,

Vatan topraklarına düşman postalı değdirmeyenim o,

Koskoca topu kaldırma gücüne sahip olan Seyit Onbaşı'nın azmi o,

1923 yılında binlerce yıllık devlet geleneğimizi Cumhuriyetle taçlandıran o.

Çünkü O; koskoca tarihe sahip çıkan bir lider, bir öğretmen, bir komutan ve dahası vatan aşkı ve bayrak sevdasıyla milletine dört elle sarılan bir insan. Atatürk birçok meziyeti şahsında toplamış, düşmanın dahi takdirini kazanmış, her zorlukta ve her koşulda millet aşkı ve vatan sevdasıyla vatana can suyu olan büyük bir devlet adamıdır. Engin ileri görüşlülüğü, insani değerlere verdiği önem, düşüncelerindeki evrensel boyut, Atatürk'ü hiç şüphe yok ki dünya tarihinde en önemli liderlerden biri yapmıştır. Erzurum Kongresi'nde: "Vatanın bölünmez bir bütün olduğunu" tüm dünyaya ilan etmiş, Sakarya Savaşı'nda: "Vatanın her karış toprağı, vatandaş kanıyla sulanmadıkça terk olunmaz." ideali ve dünya harp tarihinde eşi benzeri görülmeyen inançla vatan topraklarına sahip çıkmış ve büyük Türk Milletini bağımsızlığa kavuşturmuştur.  Büyük Önderi tarihte iz bırakan bir lider ve komutan yapan en büyük özelliği ise milletine duyduğu sonsuz inanç ve güvendir. l9l9'da Samsun'a çıkarak başlattığı Kurtuluş Savaşı'nı Türk Milleti'yle omuz omuza vererek kazanmış, askerlik dehası ve milli mücadele ruhuyla topraklarımıza göz dikenleri püskürtmüş ve devlet geleneğimizin son kalesi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurmuştur.Atatürk'ün başarıları harp tarihinin ve sanatının üstün değerler ifade eden birer anıtıdır. Büyük Önder Atatürk, bükülmez bileklerimizde kuvvet, gözlerimizde ışıksın. Zihnimiz ilkelerinle, kalplerimiz sonsuz sevgin ve inancınla doludur. Acı kaybının yıl dönümünde, azim ve gururla gösterdiğin hedeflere ulaşmak yolunda milli ve manevi değerlerimizi kıyamete kadar yaşatma azim ve kararlılığımızla dayanışma içinde emin adımlarla yürüyoruz. Demokratik ve çağdaş değerlerle oluşturduğun en büyük eserin olan Cumhuriyet'e sahip çıkma ülküsüyle ve egemenliğin kayıtsız ve şartsız Türk Milleti'ne ait olduğu bilinciyle çalışıyoruz. Her zaman rehberimiz olan ilke ve inkılaplarının ışığında, Millî Mücadele'de ortaya koyduğun ruhla bugün yıkıcı, bölücü terör unsurları karşısında Cumhuriyet'e ve Milli İrade'ye sahip çıktığımızı tüm dünyaya haykırıyor ve gelecek nesillerimizin de aynı şuur ve inançla, bayrağı bizden devralacaklara, vatandaşlığından gurur ve onur duyduğumuz Cumhuriyetimizi çok daha müreffeh bir devlet haline getireceklerine inanıyorum. Ne mutlu ki bu ruh ve tarih şuuruyla ülkemizi Türkün asrı Türkiye Yüzyılında, Atatürk'ün gösterdiği hedefler doğrultusunda geleceğe taşıyoruz. Çünkü Atatürk "Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir." sözü ile hedefimizi yıllar önce çizmişti. Hiç şüphe yok ki milletçe birlik ve beraberlik içinde elde ettiğimiz başarılar, Atatürk'ün bize çizdiği hedefe kararlılıkla yürüdüğümüzün en açık ifadesidir. Bugün ise gururla ifade etmek isterim ki uluslararası alanda, gücü sürekli artan, bütün dünya tarafından sürekli ilgiyle izlenen, kararlılıkla ilerlemesini sürdüren bir Türkiye var ve ülkemiz önemli bir bölgesel güç olarak Atatürk'ten aldığı ilhamla dünyaya damgasını vurmaya devam etmekte ve gönülden bağlı olduğumuz cennet vatanımız Türkiye'yi en ileri noktaya taşıma gayreti içindeyiz. Sözlerime son verirken, hayatı boyunca gösterdiği bağımsızlık ve uygarlık mücadelesinde gücünü her zaman Türk Milleti'ne olan inanç ve güveninden alan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 85. yıl dönümünde bir kez daha şükran, minnet ve saygıyla anıyorum. Ebediyete intikal eden Şehitlerimize ve Gazilerimize Allah'tan rahmet diliyor, hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum."